Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabı üzerinden 2025’in muhasebesini yaptı. Şimşek’in muhasebesine göre; Mali disiplin güçleniyor, enflasyon düşüyor, sürdürülebilir cari açık, azalan dış finansman ihtiyacı, ılımlı büyüme, Makro finansal istikrar güçlenmiş ve son olarak azalan ülke risk primi ve gerileyen dış borçlanma maliyetleri oldu.
Ancak Şimşek’in muhasebesinin sonucu çarşı pazara yansımıyor. Hayat pahalılığı karşısında açlık sınırı 30 bin TL’ye kadar geldi. Öyle ki yüzde 27 zammın ardından asgari ücretlinin maaşı bile açlık sınırına ulaşamıyor. 16 bin 881 TL en düşük emekli maaşı gelecek olan enflasyon farkı ile ne asgari ücrete ne de açlık sınırına yaklaşacak.
ŞİMŞEK'İN MUHASEBESİ TUTMUYOR
Hal böyleyken Şimşek’in ‘enflasyon düşüyor’ ifadelerinin ardından vatandaşın cebine yansıması görülmüyor. Akşam saatlerini bekleyip, pazarlarda arta kalan ürünleri toplayan vatandaşlara bile şahit olduk.
Ayrıca bir başka sorun ise şirketlerin kredi kartı borçlarının faiz oranlarının yüksek olmasından dolayı ödeyemediği için iflas kararları alıyor. İşçinin dışında çiftçiler, esnaf ve işverenin de böyle bir sıkıntı yaşadığı ortamda Şimşek’in muhasebesi tutmuyor.

DIŞ BORÇ VERİLERİ
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 30 Eylül itibarıyla brüt ve net dış borç, Hazine garantili dış borç ve kamu net borç ile Avrupa Birliği (AB) tanımlı genel yönetim borç stokunu da açıkladı. Türkiye'nin brüt dış borç stoku 564,9 milyar dolara gelirken, stokun milli gelire oranı yüzde 36,7 olduğu ortaya çıktı. Hazine garantili dış borç stoku da 15,3 milyar dolar olarak hesaplandı. Kamu net borç stoku, bu dönemde 8 trilyon 236 milyar lira olarak kaydedildi. Stokun milli gelire oranı yüzde 14,3 olarak belirlendi. AB tanımlı genel yönetim borç stoku, 14 trilyon 133 milyar lira, bu rakamın milli gelire oranı yüzde 24,5 oldu.