Asgari ücrete 2026 yılında yapılacak zam belli oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan asgari ücretin 1 Ocak’tan itibaren 28 bin 75 lira olacağını duyurdu. Açlık sınırının altında kalan asgari ücret büyük tartışmalara neden olurken bazı kesimler asgari ücretin 25 yıl öncesine göre dolar bazında arttığını savundu.

Ancak bazı paylaşımlarda da asgari ücretin artmasına rağmen alım gücündeki büyük düşüşe ve derinleşen yoksulluğa dikkat çekildi. İktidar kanadı da asgari ücretin dolar bazında arttığını savunan taraf oldu.

Ekonomist Mahfi Eğilmez, kendi internet sitesindeki yazısında asgari ücretin 2000 yılına kıyasla asgari ücretin dolar bazında artıp artmadığını ve vatandaşların alım gücündeki durum ile giderlerdeki artışı değerlendirdi.

Eğilmez, asgari ücretin dolar bazında artmasına rağmen 2000 yılına kıyasla gıdaya erişimin düştüğünü vurguladı.

Mahfi Eğilmez’in yazısında konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı:

“Asgari ücret dolar olarak hesaplandığında 2025’de 2000’e göre daha yüksek. Bunu asgari ücreti kişi başına gelirle kıyaslayarak yaptığımızda daha açık görebiliyoruz. Ne var ki asgari giderler de 2025 yılında 2000 yılına göre çok daha yüksek. Gıdaya erişim 2000 yılındaki asgari ücretle daha kolay görünüyor. Konut her iki dönemde de çok sıkıntılı. Her iki dönemde de bu çekirdek aile tek asgari ücretle geçinemez durumda bulunuyor. Bu durumda ailede ya iki kişi çalışacak veya aile dışarıdan bir destek alacak (gıda ürünlerini köylerinden bedelsiz getirmek gibi) ya da borçlanacak.

Bu karşılaştırma bize asgari ücretin dolar olarak artmış olmasına bakılarak asgari ücretli ailenin durumunun düzeldiğine ilişkin yapılan yorumların doğru olmadığını, giderlerdeki artışın hesaba katılması halinde iki dönemde de asgari ücretle asgari giderlerin karşılanmasının mümkün olmadığını ortaya koyuyor.

Alaattin Aktaş Ekonomim'deki bugünkü yazısında asıl sorunun 17,9 milyon çalışanın yarısının asgari ücretli olduğunu sayısal olarak ortaya koyuyor. Asıl ciddi sorun bu: Çalışanların giderek artan bölümü asgari ücretle çalışır duruma geliyor. Bu durum bize orta sınıfın düşük gelirli konuma gerilediğini açık biçimde gösteriyor.”