O zamana kadar taşra ile irtibatının kuvvetli olduğunu, muhalefetin en fazla iki yüz elli civarı imza toplayabileceği iddiası ile geniş geniş konuşan MHP ekabirleri Devlet Bahçeli’nin gözüne gözükmemek için köşe bucak kaçıyorlardı.

MHP Genel Merkezi adeta dağılmıştı. En sıkı Devlet Bahçeli taraftarlarından bazıları muhalefet ile irtibata geçmek için uygun adam arayışına girmişlerdi. Aslında her şey imzaların genel merkeze teslim edildiği gün kendini göstermişti. Olağan koşullarda binlerce ülkücü o gün o genel merkezin önünde duvar olur ve o imzaların genel merkeze teslimini bir şekilde önlerdi. Ancak genel merkeze karşı o kadar bir yılgınlık hali vardı ki; ana binanın girişinde sadece iki yüz civarı ülkü ocaklı sözde protesto yapmak üzere toplanabilmişti. Onların çoğu da muhaliflere haber yollayıp; “ne yapalım abi biz de emir kuluyuz yoksa gönlümüz sizden yana” mesajı iletmekteydiler.

Bütün bu riyakarlığın ortasında koltuğu istenen ve yalnız bir adam olan Devlet Bahçeli o gün ne ile karşı karşıya olduğunu tüm çıplaklığı ile gördü. Yine aynı Bahçeli bu büyük dalganın durdurulabilmesi için dış ittifaklara ihtiyacı olduğunu bilecek siyasi tecrübeye sahipti. Bahçeli o gün ittifakı ile temas etmek için ilk adımını attı.

ÜMİT ÖZDAĞ DEVREYE GİRİYOR

MHP muhalefeti imza toplarken Ümit Özdağ MHP Gaziantep Milletvekili ve genel başkan yardımcısı sıfatlarını taşıyordu. Sürece hiç karışmadı. O günlerde Özdağ “Devlet Bahçeli’yi savunmak Anayasa’nın ilk dört maddesini savunmaktır” diyerek Anadolu’yu geziyordu. Bir yakınının değerlendirmesi ile muhaliflerin güçlü bir imza ile gelmesini gönülden istiyordu. Çünkü Özdağ muhaliflerin güçlü bir şekilde toplayacakları imzaların sonucunda çaresiz kalacak Devlet Bahçeli’nin MHP’yi kendisine bırakacağını hayal ediyordu. Özdağ 547 imzanın teslim edilmesinin ardından 39 gün boyunca Devlet Bahçeli’nin kendisini çağırarak MHP’nin anahtarlarını vermesini bekledi. Ancak Devlet Bahçeli hiç oralı olmamıştı.

Bunun üzerine Ümit Özdağ, Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve eski Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’yi yanına alarak yaptığı ortak basın açıklamasıyla MHP'nin, Genel Başkan Devlet Bahçeli tarafından olağanüstü kongreye götürülmesini talep etti.

Akşener dosyası 5: MHP'de kongre süreci - Resim : 1
Özcan Yeniçeri, Ümit Özdağ ve Yusuf Halaçoğlu

Özdağ müşterek basın açıklamasında "Sayın Genel Başkanımızın MHP'yi yaşanan ağır üzüntü ve derin hayal kırıklığını aşmak, mevcut istikrarsızlığa son vermek için artık ülkücülerin çok büyük bir bölümünün olduğu gibi toplumunda beklentisi haline gelen olağanüstü kongreye götürmesi büyük bir toparlayıcı adım olacaktır.

MHP Genel Merkezi olağanüstü kongre için imza veren üst kurul delegelerinin çoğunlukta olduğu parti teşkilatlarını kapatmaktadır. Bazı ülküdaşlarımız son günlerin gerilimi ile Sayın Genel Başkanımıza ve genel merkez yönetimine karşı kabul edilemez sert ifadeler kullanmış olsalar dahi birleştirici olması gereken genel merkezdir. Tasfiyeci tavır MHP'yi muhtemel bir erken genel seçimde büyük sıkıntılar ile karşı karşıya bırakacaktır.

Sayın Genel Başkanımızın Türkiye için istediği demokrasiyi MHP'de de uygulamasını istiyoruz. Sayın Genel Başkanımızdan ülkücü iradeye inanarak ve güvenerek MHP'yi en kısa zamanda olağanüstü kongreye götürmesini rica ediyoruz" şeklinde dikkatli bir politik dil kullanmış, kısmen dahi olsa Devlet Bahçeli’nin kendisi üzerinde bir tercih oluşturabileceği ihtimalini kollayan bir açıklamaya imza atmıştı.

MUHALEFET MAHKEMEYE GİDİYOR

Devlet Bahçeli henüz imzalar teslim edilmeden 10 Ocak 2016’da yapmış olduğu bir açıklamada büyük kongrenin 2018’de yapılacağını ifade etmişti. Ancak teslim edilen imzaların fazlalığı genel merkezin omuzlarına da ağır bir yük bindirmişti.

Muhalefet makul bir süre bekleme şartını da çokça aşacak şekilde beklemiş, ancak MHP genel merkezinden olumlu bir adım gelmemesi üzerine 3 adayın müşterek hukuk ekibi tarafından hazırlanan dilekçe ile “Kurultay Çağrı Heyeti” belirlenerek MHP’nin olağanüstü kurultayının gerçekleştirilmesi için Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldı.

Açılan davada mahkemeden Ayhan Erel, Ali Sağır ve Mehmet Bilgiç isimli 3 delegenin çağrı heyeti olarak atanması talep edilmişti.

Akşener dosyası 5: MHP'de kongre süreci - Resim : 2

Bu isimlerden Ayhan Erel Meral Akşener’i, Ali Sağır Koray Aydın’ı, Mehmet Bilgiç ise Sinan Oğan’ı fiilen temsil etmekteydi. Aslında Akşener kongre toplamak için gerekli olan 240 imzanın çok üzerinde 423 imza toplayarak tek başına olağanüstü kongre çağrısı yapma imkanını yakalamıştı. Buna rağmen sürece zarar vermemek adına düşük imza sahibi diğer iki adayın da kendisi ile eşitlenmesine müsaade etti.

Mahkeme 8 Nisan’da muhaliflerin yaptığı başvuruyu kabul ederek MHP’de olağanüstü kurultay sürecini başlattı. Eş zamanlı olarak bir hukuki tartışma da Türkiye gündemine oturdu. Bu karar kesinleşmeden de uygulanabilir miydi? Muhalefete göre kararın Yargıtay’a götürülmesi uygulanmasını engellemiyordu. Genel merkez tarafı ise bu tür kararların Yargıtay denetiminden geçtikten sonra uygulanabileceğini iddia etmekteydi. Bu tartışmalar devam ederken muhalifler yerel mahkemenin gerekçeli kararı ile beraber Çağrı Heyeti marifeti ile seçim kuruluna başvurarak 15 Mayıs 2016’da olağanüstü kongre yapılacağı yönünde iradelerini ortaya koydular.

AKP KONGREYE MÜDAHİL OLUYOR

Yerel mahkemenin muhaliflerin başvurusunu kabul etmesinden hemen sonra 13 Nisan 2016’da AKP’nin hukukçusu Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Kaya, MHP Genel Merkezi’nde Bahçeli ile bir görüşme yaptığını sosyal medya hesaplarından duyurdu. Kaya aynı tarihlerde Star gazetesinde yazarlık yapmaktaydı. Henüz birkaç gün önce de Devlet Bahçeli’nin MHP’nin başında kalmasının gerektiğini ifade eden bir yazı kaleme almıştı.

Hiç şüphesiz ki bu ziyaret masum bir ziyaret değildi. AKP doğrudan MHP kongre sürecine müdahil olmaya başlamıştı. Önümüzdeki günlerde bu ilişki çok daha net görünür olacaktı. Kim bilebilirdi ki bugünün Cumhur İttifakı’nın o günlerde kuruluş tohumlarının atıldığını…

TOSYA VE GEMEREK MAHKEMELERİ KONGREYE MÜDAHİL OLUYOR

Dönemin hukukçuları Türk hukuk tarihinde eşine pek fazla rastlanılmayan bir hukuki garabet olarak tanımlarlar Tosya ve Gemerek Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin kararlarını. Ne olmuştur? Görünmez bir el değmiştir. Muhalefetin atanan çağrı heyeti ile birlikte 15 Mayıs 2016 olarak belirlediği kongre tarihine karşı MHP Genel Merkezi sözde bazı delegelerin yoğun isteği üzerine başlatılan bir hukuki mücadele sonucunda Tosya ve Gemerek Asliye Hukuk Mahkemeleri, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararının kesinleşmeden uygulanamayacağına ilişkin karar vermişlerdir. Usul hukukunun adeta başlangıcı olarak kabul edilen ve tüm hukukçular tarafından gayet iyi bilinen klasik yetki kuralları yok sayılmıştır. Bir hukukçunun ifadesi ile Türk mahkemesinin kararını Tanzanya Mahkemesi’nin durdurması gibi bir şey olmuştur.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, düzenlediği basın toplantısında, Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararının henüz kesinleşmediğini belirterek “Kayyum Heyeti’nin ‘kaos yaratma girişimi’ birçok üst kurul delegemiz tarafından tepkiyle karşılanmış ve genel merkezimize ulaşan onlarca üst kurul delegesi, bu hukuksuz duruma karşı Anayasa’nın 36’ncı Maddesi’ne dayalı olarak hukuki mücadele başlatmak istediklerini ifade etmişlerdir” dedi.

Bazı üst kurul delegelerin Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi ve Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, “Kayyum heyetinin yetkilerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması” talebinde bulunduğunu belirten Öztürk, “Kayyum heyetinin yetkileri ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmuştur. Kararın kesinleşmeden uygulanmayacağı tespit edilmiş, kongre çağrısı da dahil olmak üzere bütün işlemlerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmuş ve Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararının infazı Yargıtay incelemesi sonuna kadar ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmuştur” açıklamasını yaptı.

MUHALEFET HER DURUMDA 15 MAYISTA KONGRENİN YAPILMASINDA KARARLI: FETÖ VE ADALET BAKANLIĞI DEVREDE

Tosya ve Gemerek Mahkemeleri’nden alınan tedbir kararları MHP tabanında ayrıca bir rahatsızlık yaratmıştı. Yine iktidarın Bahçeli’ye destek verdiği artık açıktan iddia edilmeye başlanmıştı. Siyasi ortam çok gergindi ve muhalefet 15 Mayıs konusunda ısrarlıydı.

Bu gerginlik esnasında dosya önünde olan Yargıtay mayıs ayı içerisinde dosya ile ilgili bir karar verileceğini 11 Mayıs günü açıkladı.

Akşener dosyası 5: MHP'de kongre süreci - Resim : 3
Meral Akşener, Koray Aydın, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan

MHP tarafı 13 Mayıs’ta Ankara 25. İcra Dairesi’ne başvurarak Tosya ve Gemerek kararlarının infazını istedi. 25. İcra Müdürlüğü talebi kabul etti ve Ankara Valiliği’ne yazı yazarak kongrenin durdurulmasını ve güvenlik önlemi alınmasını bildirdi. Muhalefet bu karara itiraz etti ve sonradan FETÖ üyeliği iddiası ile meslekten çıkarılan 2. İcra Mahkemesi hakimi icra dairesinin kararını kaldırdı. Aslında hukuka uygunluğu konusunda pek şüphe bulunmayan bu kararın verilmesinde bazı FETÖ’cülerin aracılık ettiğine ilişkin iddialar uzun yıllar dile getirildi.

İcra dairesi, doğrudan dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın talimatı ve bakanlığın verdiği yazılı görüş doğrultusunda 2. İcra Mahkemesi kararını görmezden gelerek valilikten kongrenin durdurulması yönünde işlem yapmasını istedi.

Ankara’da adeta bir adli savaş yaşanıyordu ve siyaset her zamanki gibi hukuka yön tayin ediyordu. Bu koşullarda son sözü söyleyecek olan ise her zaman olduğu gibi halk/MHP tabanı olacaktı. Muhalefet kararlıydı ve muhalif liderler her koşulda 15 Mayıs günü Akyurt Anadolu Hotel’de olacaklar ve kongreyi yapacaklardı. Bu yönde tabana kuvvetli çağrılar yapmaktan hiç geri durmadılar…