İnsan vücudunun en karmaşık ekosistemi olarak kabul edilen bağırsak florası, modern yaşamın getirdiği yanlış beslenme alışkanlıkları ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı nedeniyle ciddi bir tehdit altına girdi.
Bilimsel araştırmalar, bağırsaktaki bakteri dengesinin bozulmasının (disbiyozis), diyabetten depresyona, obeziteden Alzheimer’a kadar geniş bir yelpazede yeni hastalıkların kapısını araladığını kanıtladı.
MİKROORGANİZMALARIN HAYATİ DENGESİ
Bağırsaklar, trilyonlarca mikroorganizmaya ev sahipliği yaparak bağışıklık sisteminin yaklaşık %80'ini kontrol altında tuttuğu saptandı. Ancak işlenmiş gıdalar ve yüksek şekerli diyetlerin bu hassas dengeyi bozarak vücutta kronik iltihaplanma süreçlerini başlattığı gözlemlendi.
California Üniversitesi'nden (Caltech) Mikrobiyolog Dr. Sarkis Mazmanian, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, bağırsak bakterileri ile beyin arasındaki çift yönlü iletişime dikkat çekti.
Mazmanian, bağırsaktaki belirli bakteri türlerinin kaybının doğrudan merkezi sinir sistemini etkilediğini ve bu durumun nörolojik bozuklukların temelini oluşturduğunu ifade etti.
"İKİNCİ BEYİN" ALARM VERİYOR
Cleveland Clinic’ten Gastroenterolog Dr. Gail Cresci, bağırsak bariyerinin zayıflamasının "sızdıran bağırsak" sendromuna yol açtığını ve bunun da kana karışan toksinler aracılığıyla sistemik hastalıklara davetiye çıkardığını belirtti.
Cresci, gereksiz antibiyotik kullanımının faydalı bakterileri yok ederek floranın kendini yenileme kapasitesini ortadan kaldırdığını dile getirdi.
Harvard Tıp Fakültesi bünyesinde yürütülen son çalışmalar da bağırsak sağlığı ile ruh sağlığı arasındaki kopmaz bağı bir kez daha ortaya koydu.
Uzmanlar, serotonin hormonunun büyük bir kısmının bağırsaklarda sentezlendiğini hatırlatarak, florası bozulan bireylerde anksiyete ve uyku bozukluklarının çok daha yüksek oranlarda görüldüğünü vurguladı.